GİRESUN ÇANAKÇI KUŞKÖY


Yıl 1968. Bir Fransız belgesel ekibi, Giresun’un Çanakçı ilçesine bağlı Kuşköy’e giderek çekim yapıyor. Bilimsel bir araştırma ekibi bu. Ankara Üniversitesi Hastanesi de çalışmaya katılanlar arasında. Radyolojik görüntülerle tek tek, çok çok uzun yıllardır (Kuşköy halkı 300 yıl diyor, bazen 500) konuşulan bu dili ses ve fonetik olarak, Türkçesiyle aktaran bir belgesel izlediğim. Kanal, Fransız Hükümeti’nin, adı kanal (Canal) ‘’Keşfetmek, Anlamak, Paylaşmak’’ diyor, bunun için açılmış. Fransızların, kültürel altyapısı çok sağlam, bence zirveye ulaşmış bir memleketin sokaklarda, kanal adlarında yaşam saçan sloganlarına hayranım, işte onlaran biri: Keşfetmek, Anlamak, Paylaşmak. Bu kanala gelme nedenim, Fransız dostum Marie-Ange Gerbal bana bu belgeseli yollaması. Ama ondan önce ben ona instagramda rastladığım, france5 hesabının bir reels’ini iletmişim. Kuşköylü kadınlar, erkekler bu dağ köyünde çalışırken, günlük hayatlarında ıslık dilini, kuşdilini nasıl kullandıklarını anlatıyor. Çekimler, sunum, aktarım şahane.

Giresun’daki bu köyü hemen araştırmaya koyuluyorum. 1978 tarihli bir TRT Arşiv belgeseli buluyorum, daha sonra çeşitli kanallar 90’lardan itibaren ara ara gidip çekimler yapmışlar Kuşköylüleri anlatan.

Kuşköy

2017 yılında UNESCO Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne giren bir dil Kuşköylülerin Islık Dili. Akustik bir iletişim yöntemi. Zor şartlarda, engebeli arazilerde yaşayan halklar birbirleri arasında iletişimi sağlamak için bu dili icad ediyorlar, korunması gereken, şehirlere göç ile yok olma tehlikesi yaşayan bir kültürel miras olduğu için UNESCO listesinde. Fransa, İspanya, Vietnam, Yunanistan, Çin, Senegal, Meksika vb dünyada başka dağlık bölgelerde de ıslık dili kullanılıyor. İnsan çözüm üreten, hayatına neşe ve anlam katan, birbiriyle anlaşmak isteyen bir varlık sonuçta.

Ne güzel tanıtım, kültürel mirası allayıp pullama (aman allama pullama yanlış anlaşılmasın) fırsatı değil mi? 2018’de Kuşköy’e turizm atağı başlığını, proje hazırlandığını okuyorum Anadolu Ajansı’nda.

‘’Yaklaşık 3 milyon lira maliyetli proje sayesinde Kuşköy'ün çehresi değişecek. Köyde sokak iyileştirmesinin yanı sıra yapıların dış cepheleri yöre mimarisine uygun hale getirilecek. Turistlere hizmet sunacak konaklama noktaları ile çeşitli sosyal donatılar da oluşturulması planlanıyor.’’

"Bu kadar özelliğine rağmen Kuşköy bir türlü alternatif turizm alanları arasında yer bulamadı. Bunun en büyük nedeni de turizm altyapısının olmaması. Bir süre önce Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden sosyal medya fenomenleri köyümüze geldi, temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlandık. Projenin uygulanmasının ardından misafirlerimizin tüm ihtiyaçları karşılanacak. Burayı, yerli ve yabancı turistler için alternatif turizm merkezi yapmak istiyoruz." Bunları Görele Kaymakamı Erdoğan Turan Ermiş söylüyor, yürütücüsü olduğu projeyi Çanakçı Kaymakamlığına vekalet ettiği sırada hazırlamış.

Ah! Ne şahane bir alternatif, kültürel turizm rotası olur, düşünsenize… Dağ köyü, Kuşköylüler, yerel özellikleri bozulmadan dokunulmuş evler, bazılarının pansiyon olarak açılması, belki coğrafyaya ve kültüre uygun mini butik oteller, estetik hale getirilmiş sokaklar, dükkanlar, halkın kültür turizmine katılması için bazı eğitimler, bilgiler verilmesi, hizmet verecekleri için altyapının sağlamlaştırılması, Görele, Çanakçı, Kuşköy’ün yerli ve yabancı turizme açılması.

"Bu hedefler çerçevesinde hazırladıkları ve Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı vasıtasıyla Kalkınma Bakanlığına sundukları, ‘Giresun-Çanakçı-Kuşköy Köyüne Özgü Islık Dilinin (kuş dili) Tanıtılması, Yaşatılması ve Bölge Turizmine Kazandırılması Projesi’nin kabul edildiğini dile getiren Ermiş, bakanlık projemizi başarılı bularak yaklaşık 3 milyon liralık ödenek tahsis etti. Projemiz eylülde başlayıp Mayıs 2019'da tamamlanacak" diyor.

Gerçekten de 2018’de kuşdili kursları açılıyor ve kaymakam Ermiş’de kurslara giderek bu dili öğrenmeye çalışıyor. Kuş dilinin ODTÜ Koleji öğrencileri tarafından android sisteme uyarlanarak sözlük şeklinde dijital ortama taşındığını da söyleyen Ermiş’in projesi 2018’de Institute Of Urban Studies (Kent Araştırmaları Enstitüsü) tarafından küçük bir destek alarak Avrupa Birincisi seçiliyor. Bunların hepsini netteki haber sitelerinden öğreniyorum. Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi (DOKAP) 2019’da Çanakçı Kaymakamlığı’nın burada neler yapacağını listeliyor. 21.02.2019’da. Türkçesine ilişmeden olduğu gibi ekliyorum:

•1 adet cami,

•22 adet evin cephe iyileştirilmesinin yapılması,

•3 adet okul binası konaklama ve yeme içme hizmet alanlarına dönüştürülmesi,

•1 adet değirmenin yöresel mimariye uygun olarak tadilatının yapılması,

•2 adet seyir terası yapılması ve okul önü peyzaj düzenlemesi ile köy içinde zemin döşemesi yapılacaktır.

Zemin döşemesi, cephe iyileştirmesi… Sadece değirmenin yöresel mimariye uygun tadilatının yapılması. Korkuyor insan biraz, neyse, sakin olalım. Ülkemizi dünyaya tanıtan Kuşköylülerin yaşadıkları yerleri mimarisi, dünyası ile korumak ve böylece gerçekten kültür turizmine kazandırmak… Yok, düşünülmemiş, diyorum.

O tarihten sonra DOKAP’ta başka bilgi yok. Bilgi edinme hakkı bulunmuyor. Koskoca Kalkınma İdaresi bu konuyu merak edeceğimizi düşünmüyor demek.

2023’te yine Anadolu Ajansı, 17 eylülde 24. Islık Dili Kültür ve Sanat Festivali’nin haberini geçiyor, haberde sadece ıslık çalma anında Kuşköy halkı var, tam o anı çekmişler.:) Hep aynı cümleler, ıslık dili, UNESCO, kısacık bir haber. Birtakım estetik dışı posterler, düzenlemeler ıslık çalanların arkasında…  İhlas Haber Ajansı’nın videosunda yine ıslık çalanlar, köyün, ilçenin bir özelliği, görüntüsü, bir kurgu, bir anlamlı aktarım yok. Yani insan o insanlar ıslık çalmasaymış ne yapacakmışsınız merak ediyorum, diyor. Bu kadar kavruk olamayız…

30 Ocak’ta Binali Yıldırım, Kuşköy’ü ziyaret ettiği görüntüler önüme düşüyor Ülke TV’den. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “yaşayan insan hazinesi” ödülünü alan "ıslık dili icracısı" Mustafa Civelek’i ziyaret etmek için gelmiş, kemençe ve ıslıklarla karşılanıyor. Güzel insanımız etrafına toplanmış. Onlar ıslık çaldıkça, Yıldırım hırsını nedense alamayıp, sabredemeyip sürekli ıslık çalıyor. O dili bilmeden, komik görüntüler, anlaşılmaz hareketler. Olabilir, hadi o da olabilir, diyelim. Ne dediğini kimse anlamıyor zaten.

A sonra bir videoya rastlıyorum, iki ay önceye ait, meğerse projenin bir kısmı bitmiş, evleri görüyorum, karton evler, hepsi birbirinin aynı… Nereye gitseniz aynısını bulacağınız evler. E hani Çanakçı, Kuşköy? Nereye gitti?

Bu arada proje sahibi, güzel hayalleri olan Ermiş (kendisini hiç tanımam, akıbetini merak ettim, araştırdım) 14 Temmuz 2020 tarihinde yayınlanan Mülki İdari Amirleri Kararnamesi ile Çatalca Kaymakamlığına atanmış. 2023’de, halen Çatalca Kaymakamı.

Festivaller, onların yerel özelliklerinin gelişerek, geliştirilerek aktarılması, birliğe katkıda bulunması heyecan verici, yurtdışında böyle örnekler ne çok ve insanlar merak ederek gezi rotaları oluşturuyor katılmak için. Farklı olan hep ilgi çekiyor, benzer olan değil. Koruduğunuz tüm kültürel gerçeğiniz, yani sizi siz yapan mimariniz, diliniz, kıyafetleriniz, adetleriniz, yani özgünlüğünüz, yeni kuşakların bilgisi, yaratıcılığı, katkıları ile hem ulusal hem uluslararası ilgi odağı oluyor. Kültür ekonomisi yaratıyorsunuz, çağımızda çok kullanılan, herkesin kazandığı, "win win" denilen durum. Kültürel anlamda son derece özgün, biricik bir memleketimiz var, yerel zenginliklerini korumaya çalışan insanlarımız var, şenlikleri, aktardıkları var. Onların bu kadar yalnız bırakılması, cumhuriyetin en büyük temeli kültürün uzun yıllara yayılmış ihmali, Atatürk'ün ne kastettiğinin bir türlü anlaşılamaması, elimizden kayıp gitmesini izlemek beni çok üzüyor, içim kan ağlıyor.